Balkonda yaşardı desem yeridir, ancak ve ancak rüzgârdan dolayı içine su koyduğu küllüğü bile ıskaladığını fark ederse içeri gelirdi. Yağmur yağdığında bile özellikle parmaklıklara doğru yürür ve yavaş yavaş yıkanırdı, belki de birkaç damla su içerek ölümden kurtulurdu. Evde üç kişiydik ve iki kişi su içerdi, ben ve ortak arkadaşımız olan küllük.
Sigaranın ağızda bıraktığı, benim hiç dayanamadığım o tatla günü geçirirdi neredeyse. Yaşamak için hiçbir şeye ihtiyacı yok gibiydi, ev ahalisi olarak sigaraya bile bağımlı olduğuna inanmıyorduk. Bence sigara ona bağımlıydı, kendisi itiraf edemese de o yoksa keyif vermeyi reddediyordu.
Bir yanıt yazın